Almanca » İngilizce

Rei·che(r) ISIM dişil(eril) çekimli wie sıfat

I . reich [raiç] SıFAT

4. reich (kostbar):

II . reich [raiç] ZARF

2. reich (mit viel Gelderwerb verbunden):

Ayrıca bak: Maß , Maß

Maß2 <-, -> [ma:s] ISIM dişil Gün. Alm.

Maß1 <-es, -e> [ma:s] ISIM cinssiz

ifade tarzları:

ein gerüttelt Maß an [o. von] etw -e hali yüksek ifade tarzı
jdn Maß nehmen konuşma diline özgü (schelten)
to give sb a dressing-down konuşma diline özgü
to beat the hell konuşma diline özgü [or kabadil argo the shit] out of sb

I . rei·chen [ˈraiçn̩] FIIL geçişsiz fiil

Ayrıca bak: Hand , Auge

Hand <-, Hände> [hant, çoğul ˈhɛndə] ISIM dişil

1. Hand ANATOMI:

mit seiner Hände Arbeit yüksek ifade tarzı
jdm rutscht die Hand aus konuşma diline özgü
jdm die Hand bieten [o. reichen] yüksek ifade tarzı
jdm die Hand bieten [o. reichen] yüksek ifade tarzı
jdm/sich die Hand geben [o. yüksek ifade tarzı reichen]
sich -e hali auf etw -i hali die Hand geben
küss die Hand! A o eskimiş dil kullanımı
your servant eskimiş dil kullanımı
küss die Hand! A o eskimiş dil kullanımı (guten Tag)
how do you do? resmî dil
küss die Hand! A o eskimiş dil kullanımı (auf Wiedersehen)
to put down sth ayrılabilir
to pick up sth ayrılabilir
sich -e hali die Hände reiben
eine ruhige [o. sichere] Hand mecazi
Hände weg! konuşma diline özgü
hands [or konuşma diline özgü mitts] off!

5. Hand HUKUK:

mortmain meslek dili
to amortize sth tarihi

7. Hand argo (Boxen):

8. Hand kein çoğul eskimekte olan dil kullanımı (Handschrift):

9. Hand A konuşma diline özgü (Arm):

arm

ifade tarzları:

die Hand für jdn/etw abhacken [o. abschlagen] lassen konuşma diline özgü
die [o. seine] Hand von jdm abziehen yüksek ifade tarzı
an Hand einer S. -'in hali
um jds Hand anhalten [o. bitten] eskimekte olan dil kullanımı yüksek ifade tarzı
[bei etw -e hali] [selbst] [mit] Hand anlegen
[bar] auf die [flache] Hand konuşma diline özgü
jd kann etw an beiden Händen abzählen [o. abfingern] konuşma diline özgü
jdn/etw in die Hand [o. Hände] bekommen [o. konuşma diline özgü kriegen]
jdn/etw in die Hand [o. Hände] bekommen [o. konuşma diline özgü kriegen] (zufällig)
besser als in die hohle Hand gespuckt konuşma diline özgü [o. kaba geschissen]
jdn um jds Hand bitten eskimekte olan dil kullanımı yüksek ifade tarzı
seine Hände mit Blut befleckt haben yüksek ifade tarzı
Hand drauf! konuşma diline özgü
Hand drauf! konuşma diline özgü
in festen Händen sein konuşma diline özgü
jdm aus der Hand fressen konuşma diline özgü
jdm auf etw -i hali die Hand geben
jdn/etw in jds Hand geben yüksek ifade tarzı
jdm [bei etw -e hali] an die Hand gehen
[mit etw -e hali] Hand in Hand gehen
jdm geht etw gut [o. leicht] [o. konuşma diline özgü flott] von der Hand
to be as plain as a pikestaff [or konuşma diline özgü the nose on your face]
to have green fingers Brit konuşma diline özgü
jdn [für etw -i hali] an der Hand haben konuşma diline özgü
sich -i hali in der Hand haben
to have oneself under control [or konuşma diline özgü a grip on oneself]
die [o. seine] Hand auf etw -e hali halten konuşma diline özgü
die Hand auf der Tasche halten konuşma diline özgü (kontrollieren)
to be tight-fisted konuşma diline özgü
die [o. seine [schützende]] Hand über jdn halten yüksek ifade tarzı
[give me your/I give you my] word of honour Brit [or Amerİng honor]
die [hohle] [o. seine] Hand hinhalten [o. aufhalten] konuşma diline özgü
nicht in die hohle Hand! konuşma diline özgü
klebrige Hände haben konuşma diline özgü
to have sticky fingers konuşma diline özgü
die Hände überm Kopf zusammenschlagen konuşma diline özgü
jdm die Hand [zum Bund] fürs Leben reichen yüksek ifade tarzı
Hand an jdn legen yüksek ifade tarzı (angreifen)
Hand an sich -i hali legen yüksek ifade tarzı
die [o. seine] Hand auf etw -i hali legen yüksek ifade tarzı
etw in jds Hand [o. Hände] legen yüksek ifade tarzı
[die] letzte Hand an etw -i hali legen
[klar] auf der Hand liegen konuşma diline özgü
in jds Hand liegen [o. stehen] yüksek ifade tarzı
mit der linken Hand konuşma diline özgü
mit der linken Hand konuşma diline özgü
[as] easy as pie konuşma diline özgü
eine lockere [o. lose] Hand haben konuşma diline özgü
snap! konuşma diline özgü
sich -e hali [o. yüksek ifade tarzı einander] die Hände reichen können
keine Hand rühren konuşma diline özgü
jdm die Hände schmieren [o. versilbern] konuşma diline özgü
to grease sb's palm konuşma diline özgü
schmutzige Hände haben yüksek ifade tarzı
mit etw -e hali schnell [o. flink] [o. gleich] bei der Hand sein konuşma diline özgü
[bei etw -e hali] die Hand [o. seine Hand] [o. seine Hände] [mit] im Spiel haben
in die Hände spucken konuşma diline özgü
to roll up one's sleeves ayrılabilir
etw zu treuen Händen nehmen usu mizahi yüksek ifade tarzı
jdm etw zu treuen Händen übergeben usu mizahi yüksek ifade tarzı
jdm etw zu treuen Händen übergeben usu mizahi yüksek ifade tarzı
seine Hände in Unschuld waschen yüksek ifade tarzı
on the quiet konuşma diline özgü
alle [o. beide] Hände voll zu tun haben konuşma diline özgü
to spend one's money left, right and centre [or Amerİng center] [or konuşma diline özgü hand over fist]
von jds Hand yüksek ifade tarzı
jdm unter der Hand [o. den Händen] wegsterben konuşma diline özgü
sb's itching to hit sb konuşma diline özgü
mit etw -e hali zur Hand sein
zwei linke Hände haben konuşma diline özgü
to have two left hands konuşma diline özgü
zwei linke Hände haben konuşma diline özgü
Brit konuşma diline özgü also to be all fingers and thumbs

Au·ge <-s, -n> [ˈaugə] ISIM cinssiz

1. Auge (Sehorgan):

eye
der würde ich am liebsten die Augen auskratzen! konuşma diline özgü
I'd like to scratch her eyes out! konuşma diline özgü

2. Auge (Blick):

eye
get out of my sight [or konuşma diline özgü face] !
ich kann meine Augen nicht überall haben konuşma diline özgü
[die] Augen links/rechts! ASKERI

8. Auge (Fett):

in diese Suppe schauen mehr Augen hinein als heraus mizahi konuşma diline özgü

10. Auge DENIZCILIK (Schlinge):

eye

11. Auge ELEKTMÜH, RADYO:

ifade tarzları:

sb opens their eyes mecazi
sich -e hali die Augen nach jdm/etw ausgucken konuşma diline özgü
sich -e hali die Augen nach jdm/etw ausgucken konuşma diline özgü
mit einem blauen Auge davonkommen konuşma diline özgü
to not just do sth for the sake of sb's pretty face konuşma diline özgü
da blieb kein Auge trocken mizahi konuşma diline özgü
there wasn't a dry eye in the place konuşma diline özgü
jdm jdn/etw aufs Auge drücken konuşma diline özgü
jd guckt sich -e hali die Augen aus dem Kopf konuşma diline özgü
sb's eyes are popping out of their head [or are coming out on stalks] konuşma diline özgü
das Auge des Gesetzes mizahi
the [arm of the] law + tekil/çoğul fiil
to be wide-eyed [or Brit a. konuşma diline özgü gobsmacked]
that's got you, hasn't it? konuşma diline özgü
to keep one's eyes open [or konuşma diline özgü skinned] [or konuşma diline özgü peeled]
aus den Augen, aus dem Sinn atasöz
out of sight, out of mind atasöz
Augen zu und durch konuşma diline özgü
take a deep breath [or grit your teeth] and get to it konuşma diline özgü
[bei etw -e hali] ein Auge [o. beide Augen] zudrücken
kein Auge zutun konuşma diline özgü

PONS sözlüğünden örnekler (yazı işleri tarafından onaylanmıştır)

eine reiche Heirat
der reiche Onkel aus Amerika veraltend konuşma diline özgü
Daha fazla göster

Tek dilli örnekler (PONS yazı işleri tarafından onaylanmamıştır)

Almanca
Das Hotel verfügte ebenso wie das Sporthotel über eine ausgezeichnete Küche und es stand eine reiche Anzahl an Weinen zur Verfügung.
de.wikipedia.org
Ein bloßes inhaltsleeres Formalgeständnis reiche hingegen nicht aus.
de.wikipedia.org
Der reiche Erbonkel ist gestorben, zurück bleiben zwei Neffen.
de.wikipedia.org
Die Scheibenfibel lässt als Besitzerin eine reiche Wikingerin vermuten.
de.wikipedia.org
Sobald der Schnee taut, bringen sonnige Tage und das Schmelzwasser eine reiche Pflanzenvielfalt zur Blüte.
de.wikipedia.org
Auflichten ist Voraussetzung für üppiges Wachstum der krautigen Vegetation und eine reiche Heuernte.
de.wikipedia.org
Eine arme Witwe mit fünf Kindern bittet ihre reiche Schwester um Brot, aber die ist hartherzig und schickt sie weg.
de.wikipedia.org
Eine reiche Quelle für die grafische Darstellung der Militärgeschichte der Schlachtordnung sind die Geschichtskarten.
de.wikipedia.org
Dieser Krieg weitete sich alsbald auf alle drei nordischen Reiche aus, da alle Könige untereinander versippt waren.
de.wikipedia.org
Die Menschen kennen die Wanderzeiten und -routen der Tiere und können einmal im Jahr aufgrund der großen Wandergruppen reiche Beute machen.
de.wikipedia.org

Bir kelime, bir kelime grubu veya bir çeviri mi eklemek istiyorsunuz?

Bize yeni bir kelime gönderebilir.

Diğer dillerde ara: "reiche"

"reiche" tek dilli Almanca sözlüklerinde


Sayfayı aç Deutsch | Български | Ελληνικά | English | Español | Français | Italiano | Polski | Português | Русский | Slovenščina | Srpski | Türkçe | 中文