Türkçe » Almanca

göz ISIM

1. göz:

göz
Auge cinssiz

2. göz:

göz
Schublade dişil
göz
Fach cinssiz

3. göz:

göz
Öse dişil

4. göz:

göz
Zimmer cinssiz
göz
Raum eril

5. göz:

göz
Regalbrett cinssiz

6. göz:

göz
Zuneigung dişil

7. göz:

göz
böser Blick
bir şeye göz atmak
einen Blick auf etwas werfen
göz alıcı
glamourös
göz ardı etmek -i
außer Acht lassen jdn/etw
göz boyama küçümseyici
Hokuspokus eril
göz boyası
Lidschatten eril
göz boyası kalemi
Kajalstift eril
göz damlası
Augentropfen çoğul
göz doktoru
Augenarzt eril
göz doktoru
-ärztin dişil
göz gezdirmek
überprüfen
göz gezdirmek
durchsehen (Text)
göz gezdirmek -e
überfliegen etw
göz kamaştırıcı ayn.zam. mecazi
blendend
göz kararıyla
nach Augenmaß
göz kırpmak
mit den Augen zwinkern
göz koymak
es abgesehen haben auf
göz koymak -e
ein Auge werfen auf auf etw/jdn
göz önünde
in aller Öffentlichkeit
göz önünde bulundurmak
beachten
göz önünde bulundurmak
im Auge behalten (berücksichtigen)
göz önünde bulundurmak -i
in Rechnung stellen etw
göz önüne almak -i
ins Auge fassen etw
göz önüne getirmek -i
sich vorstellen etw
göz süzmek
verliebt schauen
göz yummak
ein Auge zudrücken
göz yummak -e
hinwegsehen über über etw
göz yuvarlağı
Augapfel cinssiz
göz ziyafeti
Augenweide dişil
gözden düşmek fam
unten durch sein
gözden geçirmek
überprüfen
gözden geçirmek
durchsehen (Text)
gözden geçirmek -i
überfliegen etw
gözden ırak, gönülden ırak
aus den Augen, aus dem Sinn
gözden kaçırmak -i
übersehen etw
gözden kaçırmamak -i
im Auge behalten etw
gözden kaybetmek -i
aus den Augen verlieren etw
göze almak
wagen
göze almak -i
riskieren etw
göze çarpan
auffallend, auffällig
göze çarpmak
ins Auge fallen
göze çarpmak
hervortreten
gözler önüne sermek -i
vor aller Augen sichtbar machen etw
gözlerini faltaşı gibi açmak
große Augen machen
gözü açılmak
wach werden
gözü kapalı
blindlings
gözü korkmak
eingeschüchtert werden
gözü korkmuş
verängstigt
gözü tok
genügsam
gözü yükseklerde olmak
zu hoch hinaus wollen
gözüne çarpmak
auffallen
gözünü bağlamak -in
verblenden jdn
gözünü bile kırpmadan
ohne mit der Wimper zu zucken
gözünü boyamak -in
jdn hinters Licht führen jdn
gözünü kan bürümek
rotsehen
gözünü kırpmamak
kein Auge zutun
gözünü kısmak
die Augen zusammenkneifen

cam göz

1. cam göz:

cam göz
Glasauge nt

ifade tarzları:

cam göz (balığı)
Hundshai m

göz açıklığı

1. göz açıklığı:

göz açıklığı
Wachsamkeit f
göz açıklığı
Schläue f

2. göz açıklığı:

göz açıklığı
Maschengröße f (von Netz)

göz ağrısı

göz akı

göz akı
Weiße nt
göz akı
Sklera f (Auge)

göz alıcı

göz bağcı

göz bağcılık

göz bağı

1. göz bağı:

göz bağı
Hexerei f
göz bağı
Taschenspielerei f

2. göz bağı:

göz bağı
Augenbinde f

göz bebeği ANAT

göz bebeği
Pupille f
göz bebeği übtr
Liebling m
göz bebeği übtr
Augapfel m

göz dişi

göz dişi
Augenzahn m

göz kapağı

göz kapağı
Augenlid nt

göz taşı CHEM

göz yuvası

gümüş göz

petek göz ZOOL

yüz göz

yüz göz → yüz

Ayrıca bak: yüz

I . yüz NUM

II . yüz ISIM

1. yüz:

yüz
Gesicht cinssiz

2. yüz (von Stoff, Kleidungsstück):

yüz
Außenseite dişil
yüz
rechte Seite dişil

3. yüz:

yüz
Vorderseite dişil

4. yüz:

yüz
Oberfläche dişil

5. yüz:

yüz
Seite dişil

göz için örnek cümleler

göz boyama küçümseyici
Hokuspokus eril
göz kamaştırıcı ayn.zam. mecazi
blendend
göz kırpmak
mit den Augen zwinkern
göz alıcı
glamourös
göz yummak
ein Auge zudrücken
göz kararıyla
nach Augenmaß
göz boyası
Lidschatten eril
göz damlası
Augentropfen çoğul
göz doktoru
Augenarzt eril
göz gezdirmek
überprüfen
göz koymak
es abgesehen haben auf
göz önünde
in aller Öffentlichkeit
göz süzmek
verliebt schauen
göz yuvarlağı
Augapfel cinssiz
göz ziyafeti
Augenweide dişil
göz yanılması
optische Täuschung

Tek dilli örnekler (PONS yazı işleri tarafından onaylanmamıştır)

Türkçe
Oysa şeffaf, cam malzemeden müteşekkil bir ön cephe olsaydı göz kamaştırıcı miktarda parıltı ve sürekli artan miktarda sıcaklık oluşturacaktı.
tr.wikipedia.org
Göz kapağını desteklemek için "koltuk değneği" gözlük, pitoz koltuk değneği veya özel skleral kontakt lens kullanımı gibi cerrahi olmayan yöntemler de kullanılabilir.
tr.wikipedia.org
Tesisin geleceğe dönük bir şekilde sürdürebilmesi için faraziye senaryolar incelenerek bütün işletimsel ihtimaller göz önüne alınmalıdır.
tr.wikipedia.org
Bu prosedür sırasında, hastanın girdisi ile hastanın göz kapağının yüksekliğine ve konturuna karar vermek cerraha kalmıştır.
tr.wikipedia.org
Arka plan ve kasıt bir kişiyi şeytani skalaya yerleştirmede göz önüne alınır.
tr.wikipedia.org
Güç gibi görünmesine rağmen, milyonlarca insanın susuzluk çekmesi göz önünde tutulursa, gayretli bir çalışma sonunda netice vereceği tahmin edilmektedir.
tr.wikipedia.org
Sinir lifleri, göz kırpma refleksi ve destekleyici özellikleri ile korneanın sağlığını korur ve devamını sağlar.
tr.wikipedia.org
Farklı federe devlet yasalarının uygulanmasında çoğunlukla bulunulan yer göz önüne alınır fakat uygulamada kişilerin hangi federe yapıya bağlı bulunduğu hususuna göre de hareket edildiği görülmektedir.
tr.wikipedia.org
Doğru teşhis için başka bir kapsamlı göz muayenesi görme alanı testidir.
tr.wikipedia.org
Göz ağrısı, baş ağrısı, bulanık görme ve fotofobi belirtilerindendir.
tr.wikipedia.org

Bir kelime, bir kelime grubu veya bir çeviri mi eklemek istiyorsunuz?

Lütfen bize bunu gönderin, geri bildirimiz bizi çok sevindirir!

Sözlükte ara

Türkçe

Sayfayı aç Deutsch | Български | English | Español | Français | Italiano | Polski | Русский | Türkçe
Sözlükleri tara
En popüler