İngilizce » Almanca

hard ˈknocks ISIM

hard knocks çoğul mecazi:

hard knocks
to take hard knocks

I . knock [nɒk, Amerİng nɑ:k] ISIM

3. knock no pl TEKNIK:

Klopfen cinssiz
Klopfgeräusch cinssiz

4. knock mecazi (setback):

Schlag eril
to take a knock konuşma diline özgü
einen Knacks bekommen konuşma diline özgü
to be able to take a lot of knocks
the school of hard knocks

5. knock konuşma diline özgü (critical comment):

Kritik dişil

6. knock SPOR (in cricket):

Innings cinssiz meslek dili
Durchgang eril
Innenrunde dişil

II . knock [nɒk, Amerİng nɑ:k] FIIL geçişsiz fiil

4. knock konuşma diline özgü (be approaching):

ifade tarzları:

to knock on wood Amerİng, Aus

III . knock [nɒk, Amerİng nɑ:k] FIIL geçişli fiil

4. knock konuşma diline özgü (criticize):

ifade tarzları:

to knock 'em dead Amerİng konuşma diline özgü
jdn vom Hocker reißen konuşma diline özgü
to knock 'em dead Amerİng konuşma diline özgü
es jdm zeigen konuşma diline özgü
also los, Junge, geh und zeig's ihnen! konuşma diline özgü
to knock sth on the head Brit, Aus (stop sth)
etw -e hali ein Ende bereiten [o. konuşma diline özgü abblasen]

IV . knock [nɒk, Amerİng nɑ:k] ÜNLEM

I . ˈanti-knock ISIM no pl TEKNIK

II . ˈanti-knock ISIM modifier TEKNIK

I . knock about, knock around FIIL geçişsiz fiil konuşma diline özgü

1. knock about (be present):

[he]rumhängen konuşma diline özgü
[he]rumgammeln küçümseyici konuşma diline özgü
[he]rumliegen konuşma diline özgü
sich -i hali mit jdm [he]rumtreiben konuşma diline özgü
sich -i hali in der Stadt [he]rumtreiben konuşma diline özgü

2. knock about konuşma diline özgü (travel aimlessly):

[he]rumziehen konuşma diline özgü

3. knock about Brit (have a sexual relationship):

es mit jdm treiben örtmeceli konuşma diline özgü

II . knock about, knock around FIIL geçişli fiil

1. knock about (hit):

2. knock about (play casually):

to knock a ball about [or around] TENIS

knock back FIIL geçişli fiil konuşma diline özgü

1. knock back (drink quickly):

sich -e hali einen hinter die Binde kippen konuşma diline özgü
ein Bier zischen konuşma diline özgü

2. knock back Brit, Aus (cost a lot):

wie viel musstest du dafür hinlegen? konuşma diline özgü

4. knock back Brit konuşma diline özgü (reject):

5. knock back YEMEK:

knock down FIIL geçişli fiil

1. knock down (cause to fall):

4. knock down (sell at auction):

CH konuşma diline özgü a. verganten
A konuşma diline özgü a. unter den Hammer bringen

5. knock down Amerİng konuşma diline özgü (earn):

ein paar Tausender kassieren konuşma diline özgü

I . knock off FIIL geçişli fiil

1. knock off (cause to fall off):

to knock off sth/sb
to knock sb's block off konuşma diline özgü
jdm eins überbraten [o. auf die Hörner geben] konuşma diline özgü

3. knock off Brit argo (steal):

to knock off sth
etw klauen [o. mitgehen lassen] konuşma diline özgü

4. knock off konuşma diline özgü (murder):

to knock off sb
jdn umlegen [o. kaltmachen] argo

5. knock off (produce):

etw mit links machen [o. aus dem Ärmel schütteln] konuşma diline özgü
etw runterschreiben konuşma diline özgü
etw runterhauen konuşma diline özgü

6. knock off konuşma diline özgü (stop):

to knock off sth
mit etw -e hali aufhören

7. knock off Brit dated kabadil (have sex with):

to knock off sb

8. knock off konuşma diline özgü (defeat):

to knock off sb
jdn schlagen [o. konuşma diline özgü absägen]

9. knock off Amerİng konuşma diline özgü (rob):

knock on FIIL geçişli fiil, geçişsiz fiil (in rugby)

knock out FIIL geçişli fiil

3. knock out (forcibly remove):

to knock out sth

4. knock out (remove contents):

6. knock out (render useless):

to knock out sth

7. knock out Aus, NZ konuşma diline özgü (earn a specified sum of money):

2000 Pfund kassieren konuşma diline özgü

8. knock out (produce quickly):

to knock out sth
etw runterschreiben konuşma diline özgü
etw runterhauen [o. A runterklopfen] konuşma diline özgü

9. knock out konuşma diline özgü (astonish and impress):

to knock out sb
jdn umhauen [o. vom Hocker reißen] konuşma diline özgü

10. knock out Amerİng argo:

hau rein! argo

knock over FIIL geçişli fiil

1. knock over (cause to fall):

to knock over sth/sb (with a bike, car)

2. knock over Amerİng (rob a shop):

einen Laden ausräumen konuşma diline özgü

ifade tarzları:

jdn völlig umhauen konuşma diline özgü
ich war völlig von den Socken, als ich von den Neuigkeiten hörte konuşma diline özgü

I . knock up FIIL geçişli fiil

2. knock up Brit, Aus konuşma diline özgü (awaken):

to knock up sb

3. knock up esp Amerİng argo (impregnate):

to knock up a woman

4. knock up (in cricket):

ˈknock-up ISIM usu tekil Brit

İnternetten örnekler (PONS yazı işleri tarafından onaylanmamıştır)

PROCORE is short for progressive core.

The „core“ is filled with a high pressure of about 55-85 psi and progressively cushions very hard knocks.

Therefore the outer tire can be ridden at an extremely low pressure, which leads to significantly improved performance.

www.schwalbe.com

PROCORE ist eine Ableitung von Progressive Core.

Der „Kern“ ist mit einem hohen Druck von ca. 4-6 bar befüllt und federt progressiv auch ganz harte Schläge ab.

Dadurch kann man den äußeren Reifen mit extrem geringem Luftdruck fahren, was zu einer außerordentlich besseren Reifenperformance führt.

www.schwalbe.com

Bir kelime, bir kelime grubu veya bir çeviri mi eklemek istiyorsunuz?

Bize yeni bir kelime gönderebilir.

Diğer dillerde ara: "knocks"


Sayfayı aç Deutsch | Български | Ελληνικά | English | Español | Français | Italiano | Polski | Português | Русский | Slovenščina | Srpski | Türkçe | 中文