Sonunda düz bir iğne ile örümceği öldürür ve bitkinlik içinde çöker.
tr.wikipedia.org Bu insanların çoğu, açlık, bitkinlik, kötü muamele ve tedavi edilmemeleri nedeniyle hayatlarını kaybetmişlerdir.
tr.wikipedia.org Halüsinojenik türlerinin kullanımı sonucu bulantı, halsizlik, bitkinlik, çarpıntı, hipertansiyon ve psikoz görülebilir.
tr.wikipedia.org Birçoğu hastalık, bitkinlik veya gardiyanlardan gördükleri işkence nedeniyle öldü.
tr.wikipedia.org Hastalık davranışları arasında bitkinlik, depresyon, endişe, iştah kaybı, uykusuzluk, hiperaljezi, bakımsızlık ve dikkat dağınıklığı gibi tepkiler vardır.
tr.wikipedia.org