„gelenler“ kelimesinin çevirisi Almanca » Türkçe sözlüğünde

gelenkig SıFAT (elastisch)

gelenkig

esnek

I . gelegen FIIL geçişsiz fiil

gelegen → liegen:

II . gelegen SıFAT

gelegen

bulunan

gelegen (passend)

uygun

Ayrıca bak: liegen

liegen <lag, gelegen> FIIL geçişsiz fiil

1. liegen:

liegen (Personen)

yatmak

liegen (Sachen)

(yatay) durmak

2. liegen (sich befinden):

liegen

bulunmak

etw liegen lassen (nicht wegnehmen)

bir şeyi yerinde bırakmak

etw liegen lassen (vergessen)

bir şeyi unutmak

die Arbeit liegen lassen

işi sermek

hier liegt ...

... burada

nach dem Hof liegen (Zimmer)

avluya bakmak

woran liegt das?

bu neden ileri geliyor?

es liegt mir viel daran

buna çok önem veriyorum

so wie die Dinge liegen

durumun göründüğü gibi

das liegt mir (nicht)

bundan hoşlanırım/hiç hoşlanmam

liegen bleiben (Gegenstand)

olduğu yerde kalmak

liegen bleiben (nicht aufstehen)

kalkmamak

liegen bleiben (unerledigt bleiben)

sürüncemede kalmak

liegen bleiben (Auto)

yolda kalmak

gelesen FIIL geçişli fiil

gelesen → lesen:

Ayrıca bak: lesen

I . lesen <liest, las, gelesen> FIIL geçişli fiil

1. lesen (Buch):

lesen etw

okumak -i

2. lesen (ernten):

lesen etw

toplamak -i

II . lesen <liest, las, gelesen> FIIL geçişsiz fiil (als Professor)

lesen

ders vermek

seelenlos SıFAT

seelenlos

ruhsuz, duygusuz

Seelenleben <-s, ohne pl> ISIM nt

Seelenleben

ruh hayatı, psikoloji

gelegentlich ZARF

gelegentlich

arasıra

gelegentlich

bazen

gelegentlich

kimi zaman [oder vakit]

Geldwechsler <-s, Geldwechsler> ISIM m

Geldwechsler

para bozma otomatı

Gelenk ISIM cinssiz

Gelenk

mafsal

Gelenk

eklem

gelernt SıFAT (Arbeiter)

gelernt

kalifiye

kennenlernen <-ge-> FIIL trans irr + haben

kennenlernen

tanımak -i

kennenlernen (gegenseitig)

tanışmak -le

als ich ihn kennenlernte

onunla ilk tanıştığımda

jemanden näher kennenlernen

biri(si)ni yakından tanımak

Gelee ISIM cinssiz

Gelee

jöle

gelehrt SıFAT

gelehrt

bilgili

gelenk

Kullanıcı sözlük maddesi

gelenk

menteşe,2.destek