„lart“ kelimesinin çevirisi Almanca » Türkçe sözlüğünde

I . laut SıFAT

1. laut:

laut (Stimme)

yüksek

laut (Musik)

yüksek sesli

2. laut (lärmend):

laut

gürültülü

laut

şamatalı

II . laut ZARF

laut

yüksek sesle

das Radio lauter stellen

radyoyu açmak

III . laut ÖN TAKı +-'in hali (nach, gemäß)

laut

-e göre

Bart ISIM eril

Bart

sakal

Bart (Schnurrbart)

bıyık

I . hart SıFAT

1. hart (nicht weich):

hart

sert

hart

katı

2. hart (heftig):

hart

şiddetli

hart

keskin

3. hart (schwierig):

hart

zor

hart

güç

hart

ağır

ein harter Winter

koyu bir kış

hart werden

sertleşmek

hart werden

katılaşmak

II . hart ZARF

wenn es hart auf hart geht

durum zorlaşırsa

hart gekochtes Ei

(hazır)lop yumurta

zart SıFAT

1. zart (weich):

zart

yumuşak

zart

ince

zart

narin

2. zart (Haut):

zart

yumuşak

lädt FIIL geçişli fiil

lädt → laden:

Ayrıca bak: laden

laden <lädt, lud, geladen> FIIL geçişli fiil

1. laden:

laden (auffüllen) etw

doldurmak -i

laden (Fracht) etw auf/in etw

yüklemek -i -e

2. laden (Waffe):

laden etw

doldurmak -i

3. laden (elektrisch):

laden etw

şarj etmek -i

4. laden (ein-):

laden

davet etmek

laden jdn

çağırmak -i

5. laden inform:

laden etw

yüklemek -i

Last ISIM dişil

Last

yük

Laut ISIM eril

Laut

ses

lag FIIL geçişsiz fiil

lag → liegen:

Ayrıca bak: liegen

liegen <lag, gelegen> FIIL geçişsiz fiil

1. liegen:

liegen (Personen)

yatmak

liegen (Sachen)

(yatay) durmak

2. liegen (sich befinden):

liegen

bulunmak

etw liegen lassen (nicht wegnehmen)

bir şeyi yerinde bırakmak

etw liegen lassen (vergessen)

bir şeyi unutmak

die Arbeit liegen lassen

işi sermek

hier liegt ...

... burada

nach dem Hof liegen (Zimmer)

avluya bakmak

woran liegt das?

bu neden ileri geliyor?

es liegt mir viel daran

buna çok önem veriyorum

so wie die Dinge liegen

durumun göründüğü gibi

das liegt mir (nicht)

bundan hoşlanırım/hiç hoşlanmam

liegen bleiben (Gegenstand)

olduğu yerde kalmak

liegen bleiben (nicht aufstehen)

kalkmamak

liegen bleiben (unerledigt bleiben)

sürüncemede kalmak

liegen bleiben (Auto)

yolda kalmak

las FIIL geçişsiz fiil, geçişli fiil

las → lesen:

Ayrıca bak: lesen

I . lesen <liest, las, gelesen> FIIL geçişli fiil

1. lesen (Buch):

lesen etw

okumak -i

2. lesen (ernten):

lesen etw

toplamak -i

II . lesen <liest, las, gelesen> FIIL geçişsiz fiil (als Professor)

lesen

ders vermek

lau SıFAT

lau

ılık

Art ISIM dişil

1. Art (Sorte):

Art

çeşit

Art

cins

2. Art (Weise):

Art

tarz

Art

usul

3. Art BIYOL:

Art

tür

nach türkischer Art

Türk usulüne göre

lahm SıFAT

1. lahm (nicht beweglich):

lahm

bir tarafı tutmaz

2. lahm (hinkend):

lahm

topal

lahm

aksak

lahm mecazi

miskin

lahm mecazi

uyuşuk

I . lang <länger, am längsten> SıFAT

lang

uzun

5 Meter lang

5 metre uzunluğunda

gleich lang

aynı uzunlukta

vor langer Zeit

uzun zaman önce

seit langer Zeit

uzun zamandan beri

II . lang <länger, am längsten> ZARF

drei Monate lang

üç ay boyunca

das ganze Leben lang

yaşam boyu

Ort ISIM eril

1. Ort (Stelle):

Ort

yer

Ort

nokta

2. Ort (Ortschaft):

Ort

köy

Ort

belde

an Ort und Stelle

(yerli) yerinde