PONS Türkçe ↔ Almanca Çeviri

PONS.com'u nasıl kullanmak istersin?

PONS Pur veya PONS Translate Pro'ya abone oldun mu?

Reklam ile PONS

PONS.com'u şimdiye kadar olduğu gibi reklam izlemesi ve reklam ile ziyaret et

İzlemeye ilişkin bilgileri veri koruma bilgilerinde ve gizlilik ayarlarında bulabilirsin.

PONS Pur

Üçüncü şahıslar tarafından reklam olmadan

Reklam izleme olmadan

Şimdi abone ol

PONS.com için ücretsiz bir kullanıcı hesabın olduğu takdirde, PONS Pur'a abone olabilirsin.

We process your data to deliver content or advertisements and measure the delivery of such content or advertisements to extract insights about our website. We share this information with our partners on the basis of consent and legitimate interest. You may exercise your right to consent or object to a legitimate interest, based on a specific purpose below or at a partner level in the link under each purpose. These choices will be signaled to our vendors participating in the Transparency and Consent Framework.

Cookies, device or similar online identifiers (e.g. login-based identifiers, randomly assigned identifiers, network based identifiers) together with other information (e.g. browser type and information, language, screen size, supported technologies etc.) can be stored or read on your device to recognise it each time it connects to an app or to a website, for one or several of the purposes presented here.

Advertising and content can be personalised based on your profile. Your activity on this service can be used to build or improve a profile about you for personalised advertising and content. Advertising and content performance can be measured. Reports can be generated based on your activity and those of others. Your activity on this service can help develop and improve products and services.

Künye Veri koruma Gizlilik ayarları

Bunu mu kastettin?

yar ,

yok ,

veya

I. yok <-ku/-ğu> SıFAT

1. yok:

yok: nicht vorhanden, nicht existierend

2. yok:

yok: nicht da, nicht anwesend

yok etmek: zugrunde richten (wegschaffen)

yok etmek -i: verschwinden lassen etw/jdn

yok olmak: fehlen, nicht anwesend sein

-i yok olmak: nicht existieren

-i yok olmak: verschwinden <verschwindet, verschwand, verschwunden>

-i yok olmak: zugrunde gehen

yok yere: für nichts und wieder nichts

II. yok <-ku/-ğu> ZARF

1. yok:

yok: es gibt kein(e) ...

2. yok:

yok: ... ist/sind nicht da

3. yok:

yok: nicht haben

4. yok fam:

yok: nein

babam evde yok: mein Vater ist nicht zu Hause

param yok: ich habe kein Geld

yok canım!: ach was!

yok canım!: aber nein!

III. yok <-ku/-ğu> ISIM

yok: Nichts cinssiz <-, -e>

yol ISIM

1. yol ayn.zam. mecazi:

yol: Weg eril <-(e)s, -e>

2. yol:

yol: Straße dişil <-, -n>

3. yol:

yol: Strecke dişil <-, -n>

4. yol:

yol: Linie dişil <-, -n>

yol: Bahn dişil <-, -en>

5. yol:

yol: Ausweg eril <-(e)s, -e>

6. yol:

yol: Art und Weise dişil

7. yol:

yol: Methode dişil <-, -n>

8. yol:

yol: Reise dişil <-, -n>

9. yol inform:

yol: Pfad eril <-(e)s, -e>

10. yol (in einem Stoff):

yol: Streifen eril <-s, ->

yol açmak: Hindernisse beseitigen

yol açmak mecazi -e: bahnbrechend sein für etw

yol almak: eine Strecke zurücklegen

yol arkadaşı: Mitreisende(r) dişil(eril) <-n, -n; -n, -n>

yol arkadaşı: Reisegefährte eril <-n, -n; -, -nen>

yol arkadaşı: Reisegefährtin dişil

yol göstermek: Mittel und Wege zeigen (geleiten)

yol göstermek -e: führen jdn

yol işareti: Wegweiser eril <-s, ->

yol parası: Fahrgeld cinssiz <-(e)s, kein çoğul>

yol vermek -e: verursachen etw

yol vermek (den Weg frei machen): ausweichen (von der Arbeit)

yol vermek -e: entlassen jdn

yola çıkmak [vy koyulmak]: sich auf den Weg machen

yola gelmek: Vernunft annehmen (Angelegenheit)

yola gelmek: in Ordnung kommen

yola getirmek (Angelegenheit): in Ordnung bringen

yola getirmek fam -i: zur Vernunft bringen jdn

yolda: unterwegs

yolda kalmak: stecken bleiben

yoldan çıkmak: entgleisen

yoldan çıkmak mecazi: auf die schiefe Bahn kommen

yolu düşmek -e: geraten <gerät, geriet, geraten> nach/in etw

yolu göstermek: den Weg zeigen

yolu göstermek -e: hinausbegleiten jdn

yoluna girmek: in Ordnung kommen

yoluna koymak: regeln

yoluna koymak -i: in Ordnung bringen etw

yolunda olmak: auf dem richtigen Weg sein (gut laufen)

yolunda olmak: in Ordnung sein

yolundan çevirmek -i: vom Weg abbringen jdn

yolundan şaşmak: irren

bir şeyin yolunu açmak: auf etw hinwirken

yolunu bulmak: Mittel und Wege finden

yolunu bulmak: sich zurechtfinden

yolunu gözlemek: (sehnsüchtig) entgegensehen

yolunu kaybetmek: sich verirren

yolunu kaybetmek: sich verlaufen

yolunu şaşırmak: sich verlaufen

yolunu şaşırmak: nicht ein noch aus wissen

yolun(uz) açık olsun!: gute Reise!

yom dial

yom: Glück nt <-(e)s>

yom: Freudenbotschaft f <-, -en>

yom tutmak: für Glück bringend halten

yoz

yoz: natürlich, unbearbeitet

yoz: ungezähmt, wild (Tier)

yoz BOT: wild wachsend

yoz übtr: unkultiviert

yar ISIM

1. yar:

yar: Abgrund eril <-(e)s, -grü·nde>

yar: Schlund eril <-(e)s, Schlụ̈n·de>

2. yar:

yar: Steilküste dişil <-, -n>

Bir kelime, bir kelime grubu veya bir çeviri mi eklemek istiyorsunuz?

Lütfen PONS OpenDict için yeni bir giriş gönderin. Gönderilen öneriler PONS editörleri tarafından incelenir ve sonuçlara uygun şekilde dahil edilir.

Open Dict Card

Tek dilli örnekler (PONS yazı işleri tarafından onaylanmamıştır)

Günümüzde eşcinselleri "onarma" ve cinsel yönelimlerini değiştirmeye çalışan ve bunu iddia eden müdahalelerin ise yararlılığına, işe yaradığına dair yeterli bilimsel bir çalışma bulunmamaktadır.

tr.wikipedia.org

Yerleşimin batı bölümünde bir yar mevcut olup burada sur yoktur.

tr.wikipedia.org

Oyundaki mesajlaşma sistemi büyük çapta genişlemiş ve işinize çok yaramakta ve istenilen habere daha kolay ulaşılabilmekte.

tr.wikipedia.org

Başka yerlerde, jökulhlaup'ların daha yaygın bir nedeni, buzla kaplı veya buzul barajlı göllerin yarılmasıdır.

tr.wikipedia.org

Bu sonuncu konuda kendi aralarında yardımlaşırlar, bir annenin çocuklarına diğer anneler de bakar.

tr.wikipedia.org

Sözlükte ara