„line“ kelimesinin çevirisi Almanca » Türkçe sözlüğünde

live [laɪf] SıFAT, ZARF (Musik)

live

canlı

link SıFAT ugs

linke Tour

dürüst olmayan yol

ein ganz linker Typ

üçkâğıtçının teki

Ayrıca bak: linke(r, s)

linke(r, s) SıFAT

linke(r, s)

sol

linke Seite (von Stoff)

kumaşın ters yüzü

Mine ISIM dişil

1. Mine (Bergwerk):

Mine

maden ocağı

2. Mine ASKERI:

Mine

mayın

Link ISIM eril INTERNT

Link

bağlantı (noktası)

Link

link

lieb SıFAT

1. lieb (wert, teuer):

lieb

sevgili

lieb

değerli

2. lieb (liebenswürdig):

lieb

sevimli

lieb

cana yakın

lieb

şirin

3. lieb (nett):

lieb

nazik

lieb

ince

seien Sie so lieb und ...

lütfen ... yapar mısınız

lieber Kurt!

sevgili Kurt!

jdn lieb gewinnen

birini sevmeye başlamak

jdn lieb haben

birini sevmek

lief FIIL geçişsiz fiil

lief → laufen:

Ayrıca bak: laufen

laufen <läuft, lief, gelaufen> FIIL geçişsiz fiil +sein

1. laufen (rennen):

laufen

koşmak

2. laufen (zu Fuß gehen):

laufen

(yaya) gitmek

laufen

yürümek

3. laufen (Maschine):

laufen

işlemek

laufen

çalışmak

4. laufen (Zeit):

laufen

geçmek

laufen

geçip gitmek

lieh FIIL geçişli fiil

lieh → leihen:

Ayrıca bak: leihen

leihen <lieh, geliehen> FIIL geçişli fiil (ver-)

leihen jdm etw

ödünç vermek -e -i

sich -e hali etw von jdm leihen

birinden bir şeyi ödünç almak

ließ FIIL geçişli fiil

ließ → lassen:

Ayrıca bak: lassen

I . lassen <lässt, ließ, gelassen> FIIL geçişli fiil

lassen etw/jdn

bırakmak -i

jdn in Ruhe lassen

birini rahat bırakmak

sich Zeit lassen

acele etmemek

lass das!

yapma!

II . lassen <lässt, ließ, gelassen> Hilfsverb

jdn etw tun lassen (erlauben)

birinin bir şeyi yapmasına izin vermek

jdn etw tun lassen (ermöglichen)

birinin bir şeyi yapmasına engel olmamak

jdn etw tun lassen (veranlassen: Kausativ)

birine bir şeyi yaptırmak

jdn etw wissen lassen

birine bir şeyi bildirmek

ich habe mir sagen lassen, dass

bana anlattılar ki ...

lasst uns tanzen

dans edelim

lila SıFAT

lila

eflatun

litt FIIL geçişsiz fiil, geçişli fiil

litt → leiden:

Ayrıca bak: leiden

I . leiden <leidet, litt, gelitten> FIIL geçişsiz fiil

leiden an etw

acı çekmek -den

sehr leiden

ıstırap çekmek

II . leiden <leidet, litt, gelitten> FIIL geçişli fiil (erleiden)

leiden

dayanmak

leiden etw

katlanmak -e

leiden etw

çekmek -i

jdn (gut) leiden können

birinden hoşlanmak

jdn nicht leiden können

birini çekememek

jdn nicht leiden können

birinden hoşlanmamak

lose SıFAT

1. lose (losgelöst):

lose

çözük

2. lose (Gegensatz zu verpackt):

lose

açık

3. lose (locker):

lose

gevşek

Limone ISIM

Kullanıcı sözlük maddesi

Limone dişil

misket limonu