„beklemmen“ kelimesinin çevirisi Almanca » Türkçe sözlüğünde

(Türkçe » Almanca e atla)

beklemmend SıFAT

beklemmend

can sıkıcı

beklemmend

sıkıntılı

beklemmend mecazi

boğucu

verklemmen <ohne -ge-> FIIL refl + haben

sich verklemmen

sıkışmak

bekleben <ohne -ge-> FIIL trans + haben

etwas bekleben (mit)

bş-in üstüne -i yapıştırmak

bekleiden FIIL geçişli fiil

bekleiden jdn

giydirmek -i

ein Amt bekleiden

makam işgal etmek

I . bekommen irr FIIL geçişli fiil

bekommen

almak (verilen bir şeyi)

bekommen (erlangen) etw

elde etmek -i

sie bekommt ein Kind

çocuğu olacak

was bekommen Sie?

ne arzu etmiştiniz?

wie viel bekommen Sie?

ne kadar alıyorsunuz?

etwas in den Griff bekommen

bir şeyi kontrol altına almak

II . bekommen irr FIIL geçişsiz fiil (jdm guttun)

bekommen

iyi gelmek

bekommen jdm

yaramak -e

jdm schlecht [o. nicht] bekommen

birine dokunmak

wohl bekomms!

afiyet olsun!

geklommen FIIL geçişsiz fiil

geklommen → klimmen:

Ayrıca bak: klimmen

klimmen <klomm, geklommen> FIIL geçişsiz fiil +sein

klimmen auf etw

tırmanmak -e

I . festklemmen <-ge-> FIIL trans + haben

festklemmen

sıkıştırmak/takmak in dat: -e

II . festklemmen <-ge-> FIIL intr + haben

festklemmen

sıkışmış/takılı olmak in dat: -e

einklemmen <-ge-> FIIL trans + haben

sich dat den Finger einklemmen

parmağını sıkıştırmak/kıstırmak in akk: -e

I . bekleckern <ohne ge-> FIIL trans + haben

bekleckern

kirletmek

II . bekleckern <ohne ge-> FIIL refl + haben

sich bekleckern mit …

bş-i yüzüne gözüne bulaştırmak

Beklemmungen ISIM dişil

Beklemmungen

sıkıntı

Beklemmungen

can [oder iç] sıkıntısı

Beklemmungen (Angst)

korku

Beklemmungen (Angst)

kaygı

Beklemmungen (Angst)

endişe

bekleidet SıFAT

(mit etwas) bekleidet sein

(üstüne bir şey) giymiş olmak

schlemmen FIIL intr + haben

schlemmen

(tadını çıkararak) doyasıya yemek

beklauen <ohne ge-> FIIL trans + haben ugs

jemanden beklauen

biri(si)nin bş-ini araklamak

I . beklagen FIIL geçişli fiil

beklagen

acı(n)mak

beklagen

yerinmek

beklagen (trauriges Ereignis)

üzülmek

beklagen (trauriges Ereignis) etw

ağlamak -e

II . beklagen FIIL dönüşlü fiil

sich bei jdm über etw beklagen

birine bir şeyden şikayet etmek [oder yakınmak]

Tek dilli örnekler (PONS yazı işleri tarafından onaylanmamıştır)

Almanca

Wovon die im eigenen Kellerverschlag vorgefundenen, staubigen Blätter Zeugnis ablegen, beklemmt.

de.wikipedia.org

Stürzt der Kletternde jedoch, hält der Sicherungspartner das Bremsseil fest, so dass sich der Knoten zuzieht und das Seil sich selbst beklemmt und den Sturz dynamisch abbremst und stoppt.

de.wikipedia.org