„holy“ kelimesinin çevirisi Almanca » Türkçe sözlüğünde

holen FIIL geçişli fiil

holen

almak

holen etw

(gidip) getirmek -i

holen (den Arzt) jdn

çağırmak -i

holen lassen etw

getirtmek -i

Holz ISIM cinssiz

1. Holz (Nutz-):

Holz

tahta

2. Holz (Brenn-):

Holz

odun

3. Holz (Nutz-):

Holz

kereste

Holm <-s, -e> ISIM m TECH

Holm

kiriş

hohl SıFAT

1. hohl (ausgehöhlt):

hohl

oyuk

2. hohl (innen leer):

hohl

(içi) boş

die hohle Hand

avuç içi

I . hoch <höher, am höchsten> SıFAT

hoch

yüksek

hoch (Zahl)

kabarık

hoch (Gehalt)

dolgun

50 Meter hoch sein

50 metre yüksekliğinde olmak

auf hoher See

açık denizde

II . hoch <höher, am höchsten> ZARF

zwei hoch drei

iki üssü üç

hoch entwickelt

çok gelişkin

hoch spielen

büyük oynamak

(er lebe) hoch!

yaşasın!

wenn es hoch kommt

olsa olsa

hoch und heilig versprechen

büyük yeminler etmek

zu hoch hinaus wollen

gözü yükseklerde olmak

hob FIIL geçişli fiil

hob → heben:

Ayrıca bak: heben

heben <hob, gehoben> FIIL geçişli fiil

heben

kaldırmak

heben

yükseltmek

heben (an-) etw

yukarı kaldırmak -i

einen heben fam

demlenmek

einen heben fam

kafa çekmek

hopp ÜNLEM

hopp

hop!

hopp

ha(y)di!

holzen FIIL geçişsiz fiil (roh oder regelwidrig spielen)

holzen

sert oynamak

holzig SıFAT

holzig

odunsu

hell SıFAT

1. hell (Himmel, Farbe):

hell

açık

2. hell (erleuchtet):

hell

aydınlık

hell

ışıklı

hell

parlak

3. hell (Stimme):

hell

tiz

hell

ince

4. hell mecazi (aufgeweckt):

hell

uyanık

hell

açıkgöz

es wird hell

ortalık [vy hava] aydınlanıyor

am hellen Tage

güpegündüz

hell leuchtend

ışıl ışıl

hell glänzend

parıl parıl parıldayan

helles Bier

beyaz bira

I . halb SıFAT

halb

yarım

halb

yarı

halb (bei Uhrzeiten)

buçuk

halb offen/voll

yarı açık/dolu

eine halbe Stunde

yarım saat

um halb eins

saat yarımda

um halb zwei/drei

(saat) bir/iki buçukta

5 vor/nach halb 10

dokuz buçuğa beş var/dokuz buçuğu beş geçiyor

das halbe Leben

hayatın yarısı

zum halben Preis

yarı fiyatına

II . halb ZARF

halb

yarı yarıya

halb nackt

yarı çıplak

halb öffnen etw

aralamak -i

es ist halb so schlimm

o kadar kötü değil

nicht halb so groß

yarısı kadar bile değil

halb und halb

yarı yarıya

half FIIL geçişsiz fiil

half → helfen:

Ayrıca bak: helfen

helfen <hilft, half, geholfen> FIIL geçişsiz fiil

1. helfen (unterstützen):

helfen jdm

yardım etmek -e

kann ich Ihnen helfen?

size yardım edebilir miyim?

2. helfen (nützen):

helfen jdm

yaramak -e

sich -e hali zu helfen wissen

işini bilmek

man muss sich -e hali zu helfen wissen

insan, başının çaresine bakması gerkir

ihm ist nicht zu helfen

o artık kurtarılmaz

es hilft nichts, wir müssen jetzt anfangen

başka çaremiz yok, artık başlamamız gerekiyor

es hilft alles nichts

her şey boşuna