Tarayıcınızda JavaScript etkin değil. Etkinleştirdiğiniz takdirde hem kelime antrenörünü hem de PONS.eu'daki diğer geliştirilmiş işlevleri kullanabilirsiniz.

Almanca » Türkçe

„gemeen“ kelimesinin çevirisi Almanca » Türkçe sözlüğünde (Türkçe » Almanca e atla)

Tüm sonuçları göster

gemein: Sıfat ve Belirteç
gegeben: I. Geçişli fiil II. Sıfat ve Belirteç
gelegen: I. Geçişsiz fiil II. Sıfat ve Belirteç
genesen: Geçişsiz fiil
gegen: İlgeç
geben: I. Geçişli fiil II. Dönüşlü fiil
gehen: Geçişsiz fiil
geizen: Geçişsiz fiil
gelten: Geçişsiz fiil
gerben: Geçişli fiil
genügen: Geçişsiz fiil
gebogen: Geçişsiz veya geçişli fiil
gelogen: Geçişsiz fiil
gesogen: Geçişsiz veya geçişli fiil
gewogen: Geçişsiz veya geçişli fiil
gezogen: Geçişsiz veya geçişli fiil
Gemse: İsim
gemäß: İlgeç
Spleen: İsim
Gemeinde: İsim

Benzer yazılışta sonuçlara bakıyorsunuz: gemein , genesen , gelegen , gegeben , gerben , gelten , geizen , gehen , geben , gegen , gezogen , gewogen , gesogen , gelogen , gebogen , genügen , Gemeinde , Spleen , gemäß ve Gemse

gemein SıFAT (unfein)

er hat mit seinem Bruder vieles gemein

onun kardeşi ile birçok ortak yanları var

I . gegeben FIIL geçişli fiil

gegeben → geben:

II . gegeben SıFAT

zu gegebener Zeit

gerektiği zamanda

Ayrıca bak: geben

I . geben <gibt, gab, gegeben> FIIL geçişli fiil

1. geben (über-, überreichen):

geben jdm etw

vermek -e -i

2. geben (reichen):

geben jdm etw

uzatmak -e -i

3. geben (aushändigen):

geben jdm etw

teslim etmek -e -i

geben jdm etw

eline vermek -in -i

4. geben (hervorbringen):

meydana çıkarmak -i

es gibt ...

... var

das gibt es nicht

böyle bir şey olmaz

was gibt's?

ne var?

was gibt's Neues?

es wird Krach/Gewitter geben

kavga/fırtına olacak

das gibt zu denken

bu, insanı düşündürüyor

II . geben <gibt, gab, gegeben> FIIL dönüşlü fiil

sich geben (nachlassen)

sich geben (sich bessern)

I . gelegen FIIL geçişsiz fiil

gelegen → liegen:

II . gelegen SıFAT

gelegen (passend)

uygun

Ayrıca bak: liegen

liegen <lag, gelegen> FIIL geçişsiz fiil

1. liegen:

liegen (Personen)

liegen (Sachen)

2. liegen (sich befinden):

etw liegen lassen (nicht wegnehmen)

bir şeyi yerinde bırakmak

etw liegen lassen (vergessen)

bir şeyi unutmak

die Arbeit liegen lassen

hier liegt ...

... burada

nach dem Hof liegen (Zimmer)

woran liegt das?

bu neden ileri geliyor?

es liegt mir viel daran

buna çok önem veriyorum

so wie die Dinge liegen

durumun göründüğü gibi

das liegt mir (nicht)

bundan hoşlanırım/hiç hoşlanmam

liegen bleiben (Gegenstand)

olduğu yerde kalmak

liegen bleiben (nicht aufstehen)

liegen bleiben (unerledigt bleiben)

sürüncemede kalmak

liegen bleiben (Auto)

genesen <genas, genesen> FIIL geçişsiz fiil +sein edebi

gegen ÖN TAKı +-i hali

1. gegen (feindlich):

-e karşı

2. gegen (auf jdn/etw zu):

-e doğru

-e karşı

3. gegen (ungefähr):

aşağı yukarı

4. gegen (zeitlich):

-e doğru

5. gegen (Tausch):

karşılığında

gegen Mittag

öğlene doğru

gegen Mittag

öğle sularında

(gut) gegen Kopfweh

baş ağrısına karşı iyi

I . geben <gibt, gab, gegeben> FIIL geçişli fiil

1. geben (über-, überreichen):

geben jdm etw

vermek -e -i

2. geben (reichen):

geben jdm etw

uzatmak -e -i

3. geben (aushändigen):

geben jdm etw

teslim etmek -e -i

geben jdm etw

eline vermek -in -i

4. geben (hervorbringen):

meydana çıkarmak -i

es gibt ...

... var

das gibt es nicht

böyle bir şey olmaz

was gibt's?

ne var?

was gibt's Neues?

es wird Krach/Gewitter geben

kavga/fırtına olacak

das gibt zu denken

bu, insanı düşündürüyor

II . geben <gibt, gab, gegeben> FIIL dönüşlü fiil

sich geben (nachlassen)

sich geben (sich bessern)

gehen <ging, gegangen> FIIL geçişsiz fiil +sein

1. gehen (allgemein):

2. gehen (wandern):

3. gehen (funktionieren):

wie geht's?

nasılsın(ız)?

es geht mir gut

es geht (Befinden)

das geht nicht

olmaz

das wird schon gehen

an die Arbeit gehen

es geht um ...

konu şu ...

sich gehen lassen

kendini kapıp koyuvermek

geizen FIIL geçişsiz fiil

geizen mit etw

kısırganmak -i

gelten <gilt, galt, gegolten> FIIL geçişsiz fiil

1. gelten (gültig sein):

2. gelten (Gesetz):

yürürlükte olmak

3. gelten (sich beziehen auf):

gelten jdm/einer Sache

yönelik olmak -e

4. gelten (wert sein):

für [oder als] etw gelten

... olarak [oder diye] sayılmak

gelten für

... için geçerli olmak

gelten lassen

gelten lassen

gelten lassen etw

hoş görmek -i

das gilt nicht

jetzt gilt es, durchzuhalten

şimdi dayanmak gerek

gerben FIIL geçişli fiil

genügen FIIL geçişsiz fiil

genügen jdm

yetmek -e

genügen für etw

kafi gelmek ... için

gebogen FIIL geçişsiz fiil, geçişli fiil

gebogen → biegen:

Ayrıca bak: biegen

I . biegen <bog, gebogen> FIIL geçişli fiil

II . biegen <bog, gebogen> FIIL geçişsiz fiil +sein

um die Ecke biegen

köşeden dönmek

gelogen FIIL geçişsiz fiil

gelogen → lügen:

Ayrıca bak: lügen

lügen <log, gelogen> FIIL geçişsiz fiil

yalan söylemek

gesogen FIIL geçişsiz fiil, geçişli fiil

gesogen → saugen:

Ayrıca bak: saugen

saugen <sog [oder saugte], gesogen [oder gesaugt] > FIIL geçişsiz fiil, geçişli fiil

1. saugen (allgemein):

içine çekmek -i

2. saugen (Säugling, Tierjunges):

emmek -i

gewogen FIIL geçişsiz fiil, geçişli fiil

gewogen → wiegen:

Ayrıca bak: wiegen , wiegen

I . wiegen² <wog, gewogen> FIIL geçişli fiil (auf der Waage)

wiegen jdn/etw

tartmak -i

II . wiegen² <wog, gewogen> FIIL geçişsiz fiil

70 Kilo wiegen

70 kilo ağırlığında olmak

70 Kilo wiegen (Mensch)

wiegen¹ FIIL geçişli fiil (sanft schaukeln)

wiegen jdn/etw

(hafifçe) sallamak -i

gezogen FIIL geçişsiz fiil, geçişli fiil

gezogen → ziehen:

Ayrıca bak: ziehen

I . ziehen <zog, gezogen> FIIL geçişli fiil

1. ziehen (allgemein):

ziehen etw/jdn

çekmek -i

2. ziehen (Linie):

çizmek -i

3. ziehen (schleppen):

sürüklemek -i

4. ziehen (Pflanzen):

yetiştirmek -i

Folgerungen ziehen

sonuç çıkarmak

die Blicke auf sich ziehen

bakışları kendi üstüne çekmek

etw ins Lächerliche ziehen

bir şeyi komikliğe vurmak

die Wurzel aus ... ziehen MATEMATIK

-in karekökünü almak

II . ziehen <zog, gezogen> FIIL geçişsiz fiil

1. ziehen:

ziehen (gehen, reisen)

ziehen (Vögel)

ziehen (Vögel) nach

göçmek -e

zu jdm ziehen

birine taşınmak

ifade tarzları:

ziehen (Ofen, Pfeife)

ziehen (Tee)

an etw ziehen

bir şeyi çekmek

hava cereyanı var

cereyan yapıyor fam

III . ziehen <zog, gezogen> FIIL dönüşlü fiil

sich ziehen (sich strecken)

sich ziehen (sich erstrecken)

uza(n)mak

Gemse ISIM dişil

Gemse → Gämse:

Ayrıca bak: Gämse

Gämse ISIM dişil

gemäß ÖN TAKı +-e hali

-e göre

-e nazaran

Spleen <-s, -e, -s> [ʃpliːn] ISIM m

tutku

Spleen pej

Gemeinde ISIM dişil

1. Gemeinde (Ort):

belde

2. Gemeinde (Verwaltung):

3. Gemeinde DIN:

Bir kelime, bir kelime grubu veya bir çeviri mi eklemek istiyorsunuz?

Lütfen bize bunu gönderin, geri bildirimiz bizi çok sevindirir!

Sözlükte ara

Almanca

Sayfayı aç Deutsch | Български | English | Español | Français | Italiano | Polski | Русский | Türkçe