„stat“ kelimesinin çevirisi Almanca » Türkçe sözlüğünde

tat FIIL geçişli fiil

tat → tun:

Ayrıca bak: tun

tun <tut, tat, getan> FIIL geçişli fiil

1. tun (machen):

tun

yapmak

tun etw

etmek -i

2. tun (bewirken):

tun etw

meydana getirmek -i

3. tun (setzen, legen, stellen, stecken):

tun etw in/auf etw

koymak -i -e

sein Bestes tun

elinden geleni yapmak

ich habe zu tun

işim var

ich habe damit nichts zu tun

bu işle hiç bir ilgim yok

mit etwas zu tun haben

bir şeyle ilgisi [oder ilişkisi] olmak

tun und lassen, was man will

istediğini yapmak

so tun, als ob ...

-miş gibi yapmak

Sie tun gut daran, zu ...

-mekle iyi edersiniz

er tut nur so

öyleymiş gibi yapıyor

das tut mir gut

bana iyi geliyor

Etat ISIM eril

Etat

bütçe

Staat ISIM eril

Staat

devlet

Stab ISIM eril

1. Stab (Stange):

Stab

değnek

Stab

sopa

2. Stab SPOR:

Stab

sırık

3. Stab (General-):

Stab

(genel) kurmay

4. Stab (Stabsquartier):

Stab

karargah

5. Stab (Führungsgruppe):

Stab

önderler çoğul

Star¹ ISIM eril (Vogel)

Star

sığırcık kuşu

Stau ISIM eril (Verkehrs-)

Stau

tıkanıklık

Stau

tıkanma

Saat ISIM dişil

1. Saat (Aus-):

Saat

ekim

Saat

tohum ekme

2. Saat (Saatgut):

Saat

tohum

Skat ISIM eril

Skat

Alman iskambil oyunu

I . spät SıFAT

spät

geç

zu später Stunde

geç vakit

im späten Sommer

yaz sonunda

II . spät ZARF

spät

geç

wie spät ist es?

saat kaç?

es wird spät

geç oluyor

fünf Minuten zu spät kommen

beş dakika gecikmek [oder geç kalmak]

satt SıFAT

1. satt (nicht hungrig):

satt

tok

satt

doymuş

2. satt mecazi (überdrüssig):

satt

bıkkın

satt

usanmış

ich bin satt

karnım doydu

ich bin satt

doydum

sich satt essen

doyuncaya kadar yemek

stur SıFAT

1. stur (eigensinnig):

stur

inatçı

stur

dik başlı [oder kafalı]

2. stur (unbelehrbar):

stur

söz anlamaz [oder dinlemez]

3. stur (unnachgiebig):

stur

eğilmez

stur

bükülmez

Tat ISIM dişil

1. Tat (Handlung):

Tat

eylem

Tat

hareket

Tat

fiil

2. Tat (Straf-):

Tat

suç

Tat

cürüm

3. Tat (Helden-):

Tat

kahramanlık

in der Tat

gerçekten

in der Tat

sahiden

jdn auf frischer Tat ertappen

birini suçüstü yakalamak

samt PRÄP

samt

… -le birlikte, … dahil

trat FIIL geçişsiz fiil, geçişli fiil

trat → treten:

Ayrıca bak: treten

I . treten <tritt, trat, getreten> FIIL geçişli fiil (mit dem Fuß stoßen)

treten jdn/etw

tekmelemek -i

treten jdn/etw

tekme atmak -e

II . treten <tritt, trat, getreten> FIIL geçişsiz fiil +sein (be-, hinein-)

treten in etw

girmek -e

auf etw treten

bir şeye (ayak) basmak

etw mit Füßen treten (missachten)

bir şeyi çiğnemek