PONS.com'u nasıl kullanmak istersin?

PONS Pur veya PONS Translate Pro'ya abone oldun mu?

Reklam ile PONS

PONS.com'u şimdiye kadar olduğu gibi reklam izlemesi ve reklam ile ziyaret et

İzlemeye ilişkin bilgileri veri koruma bilgilerinde ve gizlilik ayarlarında bulabilirsin.

PONS Pur

Üçüncü şahıslar tarafından reklam olmadan

Reklam izleme olmadan

Şimdi abone ol

PONS.com için ücretsiz bir kullanıcı hesabın olduğu takdirde, PONS Pur'a abone olabilirsin.

We process your data to deliver content or advertisements and measure the delivery of such content or advertisements to extract insights about our website. We share this information with our partners on the basis of consent and legitimate interest. You may exercise your right to consent or object to a legitimate interest, based on a specific purpose below or at a partner level in the link under each purpose. These choices will be signaled to our vendors participating in the Transparency and Consent Framework.

Cookies, device or similar online identifiers (e.g. login-based identifiers, randomly assigned identifiers, network based identifiers) together with other information (e.g. browser type and information, language, screen size, supported technologies etc.) can be stored or read on your device to recognise it each time it connects to an app or to a website, for one or several of the purposes presented here.

Advertising and content can be personalised based on your profile. Your activity on this service can be used to build or improve a profile about you for personalised advertising and content. Advertising and content performance can be measured. Reports can be generated based on your activity and those of others. Your activity on this service can help develop and improve products and services.

Polizeibezirk
fistful
Hand·voll <-, ->, Hand voll <-, -> ISIM dişil
Almanca
Almanca
İngilizce
İngilizce
İngilizce
İngilizce
Almanca
Almanca
Hand dişil voll
I. voll [fɔl] SıFAT
1. voll (gefüllt, bedeckt):
a fat arsehole [or Amerİng asshole]
voll [mit etw -e hali] sein
to be full [of sth]
voll sein konuşma diline özgü (satt)
to be full up konuşma diline özgü
2. voll (ganz, vollständig):
voller Satz TICART
3. voll (prall, rundlich):
4. voll (kräftig):
voll Geschmack, Klang
voll Stimme, Farbton
5. voll (dicht):
6. voll argo (betrunken):
to be plastered konuşma diline özgü
ifade tarzları:
II. voll [fɔl] ZARF
1. voll (vollkommen):
voll in der Arbeit stecken konuşma diline özgü
voll in Problemen stecken konuşma diline özgü
to be right in it konuşma diline özgü
2. voll (uneingeschränkt):
nicht voll da sein konuşma diline özgü
3. voll argo (total):
we really chatted her up konuşma diline özgü
4. voll konuşma diline özgü (mit aller Wucht):
smack konuşma diline özgü
Lob <-[e]s, -e> [lo:p] ISIM cinssiz çoğul selten
praise no çoğul, no belirsiz tanımlık
Lob für etw -i hali bekommen [o. erhalten]
des Lobes voll [über jdn/etw] sein
to be full of praise [for sb/sth]
jdm Lob spenden [o. yüksek ifade tarzı zollen]
to praise [or resmî dil bestow praise on] sb
ge·rüt·telt SıFAT
chock-a-block Brit konuşma diline özgü
ge·ram·melt ZARF
gerammelt voll konuşma diline özgü
gerammelt voll konuşma diline özgü
chock-a-block Brit konuşma diline özgü
Hand <-, Hände> [hant, çoğul ˈhɛndə] ISIM dişil
1. Hand ANATOMI:
mit seiner Hände Arbeit yüksek ifade tarzı
aus der Hand zeichnen
aus der Hand essen
jdm aus der Hand fressen Tier
jdm rutscht die Hand aus konuşma diline özgü
jdm die Hand bieten [o. reichen] yüksek ifade tarzı
jdm die Hand bieten [o. reichen] yüksek ifade tarzı
to slip sth into sb's hand
jdm/sich die Hand geben [o. yüksek ifade tarzı reichen]
sich -e hali auf etw -i hali die Hand geben
etw in der Hand [o. in [den] Händen] halten [o. haben]
to kiss sb's hand
küss die Hand! A o eskimiş dil kullanımı
your servant eskimiş dil kullanımı
küss die Hand! A o eskimiş dil kullanımı (guten Tag)
how do you do? resmî dil
küss die Hand! A o eskimiş dil kullanımı (auf Wiedersehen)
to put down sth ayrılabilir
to read sb's palm [or hand]
to tell sb's future [by reading sb's palm [or hand]]
to take sb by the hand [or sb's hand]
to take sth from [or off] sb
to take sth out of sb's hand/hands
etw in die [o. zur] Hand nehmen
to pick up sth ayrılabilir
eine ruhige [o. sichere] Hand mecazi
to knock sth out of sb's hand
von Hand bedienen a.
Hände weg! konuşma diline özgü
hands [or konuşma diline özgü mitts] off!
2. Hand <-, -> <[o. Hände]> (Maß):
3. Hand çoğul (Besitz):
4. Hand POLITIKA:
5. Hand HUKUK:
mortmain meslek dili
to amortize sth tarihi
6. Hand kein çoğul FUTBOL:
7. Hand argo (Boxen):
8. Hand kein çoğul eskimekte olan dil kullanımı (Handschrift):
9. Hand A konuşma diline özgü (Arm):
ifade tarzları:
die Hand für jdn/etw abhacken [o. abschlagen] lassen konuşma diline özgü
die [o. seine] Hand von jdm abziehen yüksek ifade tarzı
an Hand einer S. -'in hali
um jds Hand anhalten [o. bitten] eskimekte olan dil kullanımı yüksek ifade tarzı
to request [or ask for] sb's hand in marriage dated
[bei etw -e hali] [selbst] [mit] Hand anlegen
to lend a hand [with sth]
jdm/etw in die Hand [o. Hände] arbeiten
[bar] auf die [flache] Hand konuşma diline özgü
€100 [paid] in cash
jd kann etw an beiden Händen abzählen [o. abfingern] konuşma diline özgü
jdn/etw in die Hand [o. Hände] bekommen [o. konuşma diline özgü kriegen]
jdn/etw in die Hand [o. Hände] bekommen [o. konuşma diline özgü kriegen] (zufällig)
to come across sb/sth
besser als in die hohle Hand gespuckt konuşma diline özgü [o. kaba geschissen]
jdn um jds Hand bitten eskimekte olan dil kullanımı yüksek ifade tarzı
to ask sb for sb's hand in marriage dated
seine Hände mit Blut befleckt haben yüksek ifade tarzı
Hand drauf! konuşma diline özgü
Hand drauf! konuşma diline özgü
in festen Händen sein konuşma diline özgü
to vouch for sb/sth
jdm aus der Hand fressen konuşma diline özgü
jdm etw an die Hand geben
to provide sb with sth
jdm etw an die Hand geben
jdm auf etw -i hali die Hand geben
to lend sth
jdn/etw in jds Hand geben yüksek ifade tarzı
to place sb/sth in sb's hands
jdm [bei etw -e hali] an die Hand gehen
to give [or lend] sb a hand [with sth]
[mit etw -e hali] Hand in Hand gehen
jdm geht etw gut [o. leicht] [o. konuşma diline özgü flott] von der Hand
sb finds sth easy
to be as plain as a pikestaff [or konuşma diline özgü the nose on your face]
to have green fingers Brit konuşma diline özgü
jdn [für etw -i hali] an der Hand haben konuşma diline özgü
to have sb on hand [for sth]
to have sth handy [or to hand]
to have sth on sb
sich -i hali in der Hand haben
to have oneself under control [or konuşma diline özgü a grip on oneself]
die [o. seine] Hand auf etw -e hali halten konuşma diline özgü
die Hand auf der Tasche halten konuşma diline özgü (kontrollieren)
to be tight-fisted konuşma diline özgü
die [o. seine [schützende]] Hand über jdn halten yüksek ifade tarzı
[give me your/I give you my] word of honour Brit [or Amerİng honor]
die [hohle] [o. seine] Hand hinhalten [o. aufhalten] konuşma diline özgü
nicht in die hohle Hand! konuşma diline özgü
to be in sb's hands
klebrige Hände haben konuşma diline özgü
to have sticky fingers konuşma diline özgü
die Hände überm Kopf zusammenschlagen konuşma diline özgü
jdm die Hand [zum Bund] fürs Leben reichen yüksek ifade tarzı
Hand an jdn legen yüksek ifade tarzı (angreifen)
to take sb's life
Hand an sich -i hali legen yüksek ifade tarzı
die [o. seine] Hand auf etw -i hali legen yüksek ifade tarzı
etw in jds Hand [o. Hände] legen yüksek ifade tarzı
to entrust sb with sth
[die] letzte Hand an etw -i hali legen
[klar] auf der Hand liegen konuşma diline özgü
in jds Hand liegen [o. stehen] yüksek ifade tarzı
to be in sb's hands
mit der linken Hand konuşma diline özgü
mit der linken Hand konuşma diline özgü
[as] easy as pie konuşma diline özgü
eine lockere [o. lose] Hand haben konuşma diline özgü
jdm etw aus der Hand nehmen
to relieve sb of sth
to attend to [or take care of] sth
snap! konuşma diline özgü
sich -e hali [o. yüksek ifade tarzı einander] die Hände reichen können
keine Hand rühren konuşma diline özgü
jdm die Hände schmieren [o. versilbern] konuşma diline özgü
to grease sb's palm konuşma diline özgü
schmutzige Hände haben yüksek ifade tarzı
mit etw -e hali schnell [o. flink] [o. gleich] bei der Hand sein konuşma diline özgü
to be in sb's hands
[bei etw -e hali] die Hand [o. seine Hand] [o. seine Hände] [mit] im Spiel haben
[bei etw -e hali] die Hand [o. seine Hand] [o. seine Hände] [mit] im Spiel haben Eifersucht, Motiv
jdm etw in die Hand [o. Hände] spielen
to pass sth on to sb
in die Hände spucken konuşma diline özgü
to roll up one's sleeves ayrılabilir
to fulfil [or Amerİng fulfill] sb's every wish
etw zu treuen Händen nehmen usu mizahi yüksek ifade tarzı
jdm etw zu treuen Händen übergeben usu mizahi yüksek ifade tarzı
jdm etw zu treuen Händen übergeben usu mizahi yüksek ifade tarzı
to entrust sth to sb
seine Hände in Unschuld waschen yüksek ifade tarzı
on the quiet konuşma diline özgü
alle [o. beide] Hände voll zu tun haben konuşma diline özgü
to spend one's money left, right and centre [or Amerİng center] [or konuşma diline özgü hand over fist]
von jds Hand yüksek ifade tarzı
at sb's hand
jdm unter der Hand [o. den Händen] wegsterben konuşma diline özgü
to deny sth
sb's itching to hit sb konuşma diline özgü
to have sth handy [or to hand]
mit etw -e hali zur Hand sein
zwei linke Hände haben konuşma diline özgü
to have two left hands konuşma diline özgü
zwei linke Hände haben konuşma diline özgü
Brit konuşma diline özgü also to be all fingers and thumbs
OpenDict maddesi
Hand ISIM
PONS OpenDict

Bir kelime, bir kelime grubu veya bir çeviri mi eklemek istiyorsunuz?

Lütfen PONS OpenDict için yeni bir giriş gönderin. Gönderilen öneriler PONS editörleri tarafından incelenir ve sonuçlara uygun şekilde dahil edilir.

Madde ekle
No example sentences available

No example sentences available

Try a different entry

Tek dilli örnekler (PONS yazı işleri tarafından onaylanmamıştır)
Jetzt, da ihre Mutter tot ist, nimmt sie die Sache selbst in die Hand.
de.wikipedia.org
Ursprünglich begann die Sendung immer mit einer Bahnhofsuhr, dann folgte eine von Hand gedrehte Litfaßsäule, auf der die Themen der Sendung plakatiert waren.
de.wikipedia.org
Viele Schütze verfügen über eine Schaltstellungsanzeige und können stromlos zu Testzwecken von Hand betätigt werden.
de.wikipedia.org
In der linken Hand hält er einen Stein, in der rechten einen Totenschädel.
de.wikipedia.org
Farbtupfer können sowohl von Hand aufgetragen werden als auch durch getrennte Tauchbäder während der einzelnen Färbevorgänge.
de.wikipedia.org

Diğer dillerde ara: "Hand voll"